DİĞER
"Knausgaard çok zarif bir şekilde felsefeyi, doğayı, kuşları ve Stephen Gill’in fotoğraflarını bir aile dramı içinde ele alıyor. Hepsi birbirine bağlı; hepsi felsefenin ve inancın erdemiyle dolu. Bu küçücük kitap Kierkegaard’ı da anlamak ve öğrenmek için nefis bir fırsat; hatta iki kitabı birlikte okumak en iyisi."
“Biz yetişkinler çocuklara iyi bir dünya, iyi bir gelecek bırakmadığımızı söyleyip duruyoruz. Peki, bunun nedenleriyle ne kadar hesaplaşıyoruz?”
"Luiselli, kendi hikâyelerini anlatma imkânından yoksun göçmen çocukların hikâyelerini, bu kez kendi hikâyesinin de içinden geçirerek bize tercüme ediyor. Onlar ülkelerinden kaçarak hikâyelerini anlatıyorlar zaten, bu yaptıklarının tercümesinin 'ölümden kaçıp hayatı kovalamak' anlamına geldiğini idrak edebilmemiz için Luiselli gibi tercümanlara ihtiyacımız var."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yaz tatiline giren çocuklara müjde: Bu kitapları okumak zorunda değilsiniz. Bir ödev değil bu. Ayrıca listedeki kitapların hiçbiri size doğrudan bir şey öğretmeye kalkışmıyor! Onlardan yaşınıza uygun olanlarına şöyle bir göz attığınızda siz de göreceksiniz, elinizden bırakmak çok kolay olmayacak. Daha eğlenceli bir yaz tatili için…
Valeria Luiselli'nin ABD'deki göçmen Meksikalı çocukların hikâyesini anlattığı Bana Sonunu Söyle, Siren Yayınları tarafından Türkçeye kazandırıldı. Bu hafta basılacak olan kitaptan kısa bir tadımlık sunuyoruz.
"O kadar zorluktan, çekilen onca acıdan sonra insanın yüreği bir ödül bekler ya! Sürgünde de olsak Yılmaz ailesiyleydi, hep birlikteydik. Sinema için gerçekleştirecek projeleri vardı, birlikte yapacaklarımız, düşlerimiz… Ama olmadı."
"O kitaba” sahip olmak bana güven veriyordu. Orhan Pamuk’un Yeni Hayat’ı çıktığında babamın kitaplığından alıp kendi kitaplığıma koymuştum, artık ona sahiptim; Yeni Hayat’a, yeni bir hayata
Yarı-kurgusal bir belgesel denemesi olan Dokunma Bana'da, yönetmen kameranın bazen önünde bazense arkasında. Derdi mi ne? Aşmaya çalıştığı şey her ne ise, bu yolculuğa tek başına çıkmamak tek derdi...
Çok değil, bundan 10-15 yıl önce kapitalizm öyle bir araç/medya geliştirecek ki, insanlar en kişisel bilgilerini, en mahrem yanlarını, en özel anlarını ortalık yerde seve seve paylaşacak denseydi, herhalde bu kuruntuya öncelikle istihbarat şefleri gülerdi
Ümit Ünal ile uzun bir aradan sonra yayımlanan kitabı Bana Göre Kıyamet ekseninde, hikâye anlatıcılığında onu nelerin etkilediğini ve nefes alma alanlarını konuştuk...
Çeşitli maskelerle çevrili olduğumuz, görünenle görünmeyenin iyice karıştığı şu dönemde, bu sergiyi mümkünse gezin derim, kendimizle her yüzleşme yeni bir şey kazandırabiliyor ne de olsa
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık